Ekonomi

Cumhuriyet Dönemi Ekonomi Politikaları

Cumhuriyet Dönemi Ekonomi Politikaları ile alakalı içeriğimize hoş geldiniz.

Cumhuriyet Dönemi Ekonomi Politikaları, Türkiye Cumhuriyeti’nin 1923 yılında kurulmasından bu yana uygulanan temel ekonomi politikalarıdır. Bu politikaların amacı, Türkiye Cumhuriyeti’ni ülkelerarası ekonomik ortamda rekabet edebilir bir seviyeye taşımak için milletin refahını korumaya ve gelişmesine katkıda bulunmaktır.

Türkiye Cumhuriyeti’nde uygulanan ekonomi politikaları, iki temel düşünce etrafında şekillendirilmiştir. Bunlardan ilki, hükümetin dış ekonomik sermaye girişlerine izin vermesi ve serbest ticareti teşvik etmesidir. Bu politikanın amacı, ülkenin ekonomiyi harekete geçirmek için dış ekonomik ortama açıklık sağlamaktır. İkinci temel düşünce, hükümetin ekonomiyi ve ticareti düzenleyen kuralları yerleştirerek ekonomik faaliyetleri kolaylaştırıcı tedbirler oluşturmasıdır.

Bu politikalar, ulusal ekonominin genişlemesini ve büyümesini sağlamak için gerekli tedbirler alınarak ülkenin ticari kabiliyetini artırmayı amaçlamaktadır. Ekonominin daha etkili bir şekilde işletilmesi için ülke çapında küçük ve orta ölçekli işletmelerin geliştirilmesini sağlayacak teşvik politikaları uygulanmıştır.

1923-1938 Döneminde Türkiye’de Uygulanan Ekonomi Politikaları

Türkiye, 1923-1938 döneminde ekonomik ve siyasi reformlarla önemli ilerlemeler sağlamıştır. Bu dönemde ekonomi politikalarının çoğu iktisadi düzenlemeler ve deregülasyon hareketleri tarafından belirlendi. Bu reformlar, sanayi alanında aşırı kontrolleri ortadan kaldırmayı, bağımsız ticareti teşvik etmeyi, vergi sistemini basitleştirmeyi ve daha güçlü ve etkin bir para politikasının oluşturulmasını amaçladı.

Bu dönemde, Türkiye’de üretim ve ekonomik gelişmeyi teşvik etmek amacıyla çeşitli deregülasyon adımları atıldı. Faiz oranlarının düşürülmesi, ekonomide kredi hacminin artırılması ve kamu harcamalarının artırılması şeklinde önemli adımlar atıldı. Küçük işletmelerin ve üreticilerin desteklenmesi amacıyla tarım ve sanayi sektörlerinde kolaylaştırıcı düzenlemeler gerçekleştirildi. Finansman ve kredi alma gibi alanlarda reformlar yapılarak Türkiye’deki ekonomik aktiviteyi arttırmayı amaçladı.

Türkiye’de 1923-1938 arası döneminde ekonomik deregülasyonun yanı sıra, sosyal reformlar da gerçekleştirildi. Yeni hükümet, adalet sistemini düzenlemek, kadınların ekonomik faaliyetlerine destek vermek ve çalışma ortamının kötü koşullarını düzeltmek için çeşitli önlemler almaya karar verdi.

1923 Ve 1938 Türkiye Ekonomisi Özeti

Türkiye, 1923 ve 1938 arasında bir çok ekonomik gelişmeyi görmüştür. 1923, Türkiye’nin bir Cumhuriyet olarak kurulması ile başlamaktadır. Türkiye, sonraki 15 yılda büyük ekonomik değişimler yaşamıştır. Ekonomik büyümeyi teşvik etmek için bir dizi ekonomik reform gerçekleştirilmiştir.

Mısır ve Balkanlardaki ekonomik istikrarın artmasıyla, Türkiye ihracat gelirlerini arttırmak için girişimlerde bulunmuştur. Ekonomiyi geliştirmeyi amaçlayan ekonomik ve siyasi programlar uygulanmıştır. Banka kredileri ve özelleştirme uygulanmıştır.

Türkiye devlet tahvilleri piyasasının kurulmasıyla, borçlanma imkanı gelişmiş ve arz talep arasındaki dengesi sağlanmıştır. Ayrıca, 1923’de kar-zarar ortaklığı uygulaması başlatılmış ve bu yöntemle özelleştirmeye dayalı olarak çeşitli sektörlerin geliştirilmesi sağlanmıştır.

Borsa ve sermaye piyasasının kurgulanması ile, sermayeyi piyasaya aktaran şirketler ve onların hisseleri manipüle edilebilmiş, arz talep arasındaki denge sağlanmıştır.

Türkiye aynı zamanda, 1938’de başlatılan ve İkinci Dünya Savaşı ile sona eren Çok Taraflı Kalkınma Planı ile birlikte daha fazla insani gelişmeye odaklanmıştır.

1923 Ve 1938 Türkiye Ekonomisi Özeti
1923 Ve 1938 Türkiye Ekonomisi Özeti

Türkiye’de Uygulanan Ekonomik Politikalar

Türkiye, ekonomik olarak durgunluk çeken pek çok Avrupa ülkesinden çok daha farklı bir durumda. Ülkede pek çok Avrupa ülkesiyle kıyaslanamaz derecede yüksek bir büyüme oranı ve hızlı ekonomik büyüme yakalanmaya çalışılmaktadır. Bu hedefe ulaşmak, ülkede uygulanan ekonomik politikaların rolü büyüktür.

Türkiye, Yaklaşık olarak iki asır önce, ekonomik olarak Osmanlı İmparatorluğu’nun belirlenmiş yönetim biçimlerini etkilemiş olan, düşük ekonomik etkinlik çerçevesinde devletçi bir yönetim tarzını benimsemiştir. Ekonomi, devlet tarafından yoğun biçimde denetlenmekte ve kaynakların devlet tarafından denetim altına alınmasını gerektirmektedir.

Ülke, 1992 yılında Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Planı’nın uygulanmasıyla, bu devletçi düzeni gözden geçirmeye başlamıştır. 1996 yılında, bu planın özelleştirme ve liberalizmin desteklenmesi ile desteklenmesi öngörülen, Makro Ekonomik Programı uygulanmaya başlanmıştır. Bu program, makroekonomik istikrarı sağlamaya yönelik önlemler kapsar ve ülkede korunmaya çalışılan ortalama üretim maliyetlerinin düşürülmesi, mali disiplinin artırılması, enflasyonun kontrol altına alınması ve serbest piyasa koşullarının yaratılması gibi ekonomik politikaları içerir.

Türkiye’nin Ekonomi Politikaları Özet

Türkiye, çekirdek ekonomik stratejileri temelinde kalkınmak için çok sayıda önemli ekonomik politika uygulamaya koymuştur. Sermaye hareketliliği arttırmak ve sürekli kaynaklarla büyümeyi teşvik etmek amacıyla yatırımların tahdidi, çeşitli vergi indirimleri, destekleyici ödemeler ve fonlar, pozitif gümrük politikaları ve çekirdek olmak üzere başka bazı noktalarda önemli reformlara gidilmiştir.

Türkiye, 2016 yılında üstün ekonomik büyümesi ve güçlü istihdam artışı sağlayan önemli ölçüde ekonomik reformlara gitmiştir. Bunlar, istihdamın artırılmasına, verimliliğin artırılmasına ve kaliteli bir işgücüne yönelik tedbirler olarak sıralanabilir. Türkiye, şimdiye kadar Göçmen İşgücü Piyasası’nın yoğunlaşmasına katkıda bulunacak pozitif tedbirler almıştır ve özellikle tarımsal ve tarım dışı sektörlerin işçi sayılarını artırmaya çalışmıştır. Küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ’lerin) desteklenmesi, inovasyon ve Rekabetin teşvik edilmesi, KOBİ’lerin krediye erişim ve finansmana kolaylık sağlayan Hibe Programları tarafından sağlanmıştır.

1960 Ve 1980 Dönemi Türkiye Ekonomi Politikaları

1960 ve 1980 dönemleri, Türkiye’nin ekonomi politikalarının sadece ülkemiz için değil, tüm dünya ülkeleri için hayati bir dönem olmuştur. Bu dönemlerde, Türkiye büyük oranda ekonomik büyüme ve gelişme kaydetmiştir. Bu büyüme ve gelişme çerçevesinde, Türkiye, ekonomi politikalarının planlaması ve uygulaması ile ilgili önemli aşamalar atmıştır.

1960’lar, Türkiye ekonomisi açısından önemli gelişmeler içerisinde geçti. Bu dönemde, Türkiye ekonomiyi geliştirmek için makroekonomik programlar geliştirildi. Planlamalar, 1960’lı yıllardan itibaren üç yıllık etap ve makroekonomik hedefler arasında arttırılmış olan tasarruf oranları, makro ekonomik denge ve refah arasındaki ilişkiyi gözeterek olmuştur.

Türkiye aynı zamanda 1980’li yıllara kadar liberalizasyon, serbest piyasa ekonomisi ve döviz kontrolleri uyguladı. Özellikle 1980’li yılların başından itibaren, Türkiye ticaretin özelleştirilmesini destekleyen politikalar uygulamaya koydu. Buna ek olarak, devletin ekonomiye yönelik etkisini hafifletmek için, vergileri indirmeyi, iç ve dış ticareti kolaylaştırmayı, özelleştirmeyi destekleyen geniş bir reform paketi de uygulanmıştır.

1960 Ve 1980 Dönemi Türkiye Ekonomi Politikaları
1960 Ve 1980 Dönemi Türkiye Ekonomi Politikaları

1950 Ve 1960 Dönemi Türkiye Ekonomi Politikaları

1950 ve 1960 dönemi, Türkiye için büyük bir dönüm noktasıdır. Bu dönemde, Türkiye’nin ekonomik ve siyasi altyapısı kökten değişti. Türkiye 1950’lerden itibaren sürekli büyüyen bir ekonomiye ve daha yüksek gelir seviyelerine ulaşmayı hedefledi. Buna paralel olarak, hükümet, politikalarını yeniden yapılandırmak ve ekonomiyi modernize etmek zorunda kaldı.

Türkiye, 1950 ve 1960 yıllarında birçok politik reform yürürlüğe soktu. 1950 yılında, Türkiye İsveç’ten Maliyet Muhasebesi sistemini alarak, bütçe işlemlerinin daha verimli yönetilmesini sağladı. Aynı yıl, Sanayi Teşvik Kanunu çıkarıldı ve bu yasayla yabancı yatırımcılar ülkeye çekilmeye teşvik edildi. Yabancı sermayenin ülkeye akması, ekonomik gelişme ve artan istihdamın temelini oluşturdu.

1960’lı yılların başında, ilk demokratik seçimlerin yapılması ile halkın güçlenmesi, sosyal ayrımcılığın azalması ve devletin çoğulculuğunu artırması gündeme geldi. Aynı dönemde, devlet çok partili sisteme geçti ve Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Bu değişimler, ekonomik faaliyetlerde özelleşme, ihracatın artışı ve büyük projelerin başlatılmasını sağladı.

1923-1932 Döneminde Türkiye’de Uygulanan Ekonomi Politikaları

Atatürk devrimleri siyasi, eğitimsel ve kültürel alanda çok sayıda olumlu değişimler getirdi, ancak ekonomi politikaları açısından özellikle 1923- 1932 dönemi önemliydi. Bu döneme “Devletçilik” olarak adlandırılan ekonomi politikaları ile büyük oranda devletin ekonomiye müdahil olması söz konusu idi. Genel olarak üç alt grup halinde incelenebilecek ekonomi politikalarından ilki, devletin ekonomik faaliyetin önünü açmasını ifade eden kurum ve tedbirlerdi. İkinci olarak, devletin ekonomik faaliyetleri düzenlemek üzere çeşitli kurumların oluşturulması vardı. Üçüncü olarak, devletçiliğin öteki unsurlarının uygulanmasından bahsedilebilir.

Devletin ekonomik faaliyetin önünü açması için öncelikle, mevcut kamu sektörünün modern bir nitelik kazanmasına imkân veren önlemler alındı. Bunlar arasında, bankalar olmak üzere çeşitli kurumlarla, özellikle de zirai kredi ve üretimin arttırılması amacıyla kurulan tarımsal kredi kurumları ile tarım sektörünün desteklenmesi önemliydi. Diğer önemli ekonomik faaliyetler kapsamında ise, devletin madenleri, gemi inşaatı ve diğer sanayi alanları gibi unsurları işletmesi vardı.

1923’ten Günümüze Türkiye Ekonomisi Politikaları

Türkiye, son yüzyılda, ekonomik ve politik alanlarda önemli değişiklikler yaşamıştır. 1923’te kurulan modern Türkiye Cumhuriyeti, çok sayıda ülke tarafından desteklenen modern bir devlet olarak kabul edilmiştir. Bugün, onu, dünyanın önde gelen liberal, demokratik ve piyasa ekonomilerinden biri olarak tanımlayan ekonomik politikalar izlemektedir.

Türkiye, uluslararası ekonomik sistem çerçevesinde, merkezi bir bütçe sistemi ve reel ekonomiye dayalı politikaları kullanmaktadır. Bununla beraber, devlet kontrolünde ve denetiminde faaliyet gösteren özerk kurumlar ve özel sektöre verilen önem de artmıştır. Bunun sonucunda, Türkiye’nin ekonomisi, korumacı yaklaşımlar ve küresel ticari sistemlerin yanı sıra, piyasaya açık ve iç dış ticaretin kolaylaştığı ülkelerin arasına katılmıştır.

Türkiye, yeniden yapılanma ve reform sürecinde, üretimin teşviki ve katma değerin artırılmasını amaçlayan ekonomik politikalarının üstüne ek olarak, fiyatların sürekli düşürülmesi ve tüketimin artırılması için üyelik ile diğer kuralları çerçevesinde, fırsat ve rekabetin gelişmesi, sosyal tesislerin modernizasyonu ve sermayenin daha da özelleştirilmesini amaçlamaktadır.

1923'ten Günümüze Türkiye Ekonomisi Politikaları
1923’ten Günümüze Türkiye Ekonomisi Politikaları
Cumhuriyet Dönemi Ekonomi Politikaları Nelerdir?

Cumhuriyet dönemi Türkiye’sinde ekonomi politikaları köklü değişimleri içeren anayasal değişiklikler üzerinden uygulanmıştır. 1923 Anayasası Türk ekonomisinin örgütlenmesinde temel ilkeleri belirlemiş ve Türkiye’yi modern bir ekonomik ve mali yapıya ulaşmaya götürmüştür. Devletçi ekonomi politikaları, bu dönemde ülkede çok sayıda devlet kurumu ve idari araçlar kullanılarak uygulanmıştır. Bu dönemde çeşitli politikalar uygulanmıştır. Birincisi, Türk ekonomisinin basit bir tarım ve sanayi ekonomisine dönüştürülmesi. Bu amaçla, ticaret, bankacılık, gıda ve teknoloji alanlarında reformlar yapılmıştır. İkincisi, devletin ekonomide önemli bir rol oynamasına izin verilmiştir. Devlet, özel sektör ve kamu fonları arasındaki sosyo-ekonomik uyumu sağlamaya ve ülkenin gelişmesini desteklemek için hizmetler sunmaya çalışmıştır. Birinci Paylaşım Havası’nın devlet tarafından uygulanması, tarım ürünlerinin tekelleşmesi ve tarım sektörünün desteklenmesi, sanayi-ticaret kurumlarının kurulması ve kamu kaynaklarının daha etkin kullanılması gibi çeşitli politikalar uygulanmıştır.

Cumhuriyetin İlk Yıllarında Hangi Ekonomik Politika İzlenmiştir?

Cumhuriyetin ilk yıllarına ait olan ekonomik politika, ülkenin genel ekonomik durumunu düzeltmeyi hedefleyen, dışa açılmayı öncelikli kılan ve özel sektörü destekleyen bir yaklaşımla oluşturulmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nin oluşumundan sonra ekonomi konusunda ülkeye yeni politikaların hayata geçirilmesine ve özellikle ekonomik kalkınmayı destekleyen politikaların ülke çapında uygulanmasına öncelik verilmiştir. Cumhuriyetin ilk yılları ekonomik bakımdan oldukça zorlu zamanları beraberinde getirmişti. Zorluklarla, özel sektöre yönelik saldırıların da arttığı bu dönem, ekonomiyi düzenleyebilmek ve ülkenin kaynaklarının daha efektif kullanımını sağlamak için önemli tedbirler alınmıştı. Bu dönemde uygulanan ekonomik politikanın temel hedefleri ülkenin ekonomik büyümesinin artırılması, milli gelirin artması ve ithalata bağımlılığının azalmasıydı. Bu hedefler gerçekleştirilmek için ekonomik büyümeyi destekleyici politikalar hayata geçirildi. Bunun için Sanayi Gelişme Bankası ve Ziraat Bankası gibi bankalara kaynak aktarılarak üretimin geliştirilmesi desteklendi. Ayrıca ithalata dayalı bir ekonomi modeli yerine ihracata dayalı bir ekonomi prensibi benimsenerek ithalatın sınırlandırılması amaçlandı.

1923-1929 Dönemi Cumhuriyetin Ekonomi Politikası Nedir?

1923-1929 dönemi Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomi politikalarının özü, ekonomik gelişmeyi teşvik etmekti. Ekonomik gelişmeyi desteklemek için devletçilik anlayışı benimsenilmişti. Devletçilik olarak adlandırılabilecek bu anlayış, üretim gücünün arttırılmasını ve ekonominin geliştirilmesini amaçlamaktaydı. Bu amaçla, ekonomik politikalarının iki temel aracı kullanıldı: öncelikle, üretim gücünün arttırılması ve ihracata dayalı ekonomik büyümeyi teşvik etmek; ikinci olarak, yerel ve yurtdışı ortamlarda ekonomik faaliyetleri desteklemek. Üretim gücünün arttırılmasına yönelik politikalar, tarım alanında düzenlemeler, hammadde üretimini teşvik etmek için girişimler, yerel üretimi desteklemek için özel sektöre kolaylık sağlamak ve kamu harcamalarını arttırmak gibi bileşenleri içeriyordu. Böylelikle, lokal ticaret gelişti, tarımsal üretim artırıldı ve yerel sanayi gelişti. Türkiye, ekonomik büyümeyi desteklemek ve kalkınmayı sağlamak için devletçilik anlayışını kullanan bir ülke olarak kendine özgü bir ekonomik yapıya sahip oldu. Aynı zamanda, ihracata dayalı ekonomik büyümeyi teşvik etmek için ithalatın düzenlenmesini öngören ekonomik politikalar geliştirildi.

Cumhuriyet Döneminde Ekonomide Hangi İlke Uygulanmıştır?

Cumhuriyet dönemi Türkiye’sinde ekonomiye yön veren ilkeler, modern ekonomiye geçilme noktasında, büyümeye paralel olarak etkin bir şekilde uygulanmıştır. Ekonomik alanda Cumhuriyet kurallarına uygulanan ilke, iktisadi yapıyı güçlendirmeyi amaçlayan Atatürk İlkeleriyle desteklenmiştir. Bu ilkelerin başında, doğrudan ve dolaylı teşvikler ile halkın tüketim ve üretim alanlarında kalkınmaya yönelik politikaların desteklenmesi gelmektedir. Atatürk’ün ekonomide tutarlılık arayışının çerçevesinde, çelişkileri azaltmak, zenginleşmeyi sağlamak ve gelişmiş bir ülkeye ulaşmak hedefleri ön plana çıkarılmıştır. Bunun için, devletin ekonomiye müdahalesi ile toplumsal hareketliliğin özendirilmesi amaçlanmıştır. Dışa kapalı ekonomi modeli, ithalatın kısıtlanması, yerli üreticinin desteklenmesi gibi önemli konular, ekonomik büyümeyi katkıda bulunmak için ilerletilmiştir. Bütçe konusu da temel ilkelerin başında yer almaktadır. Bu ilkeye göre, bütçe açıklarının sınırlandırılması, ekonomik durumun kontrol altına alınması ve vergi gelirlerinin artırılması sağlanmıştır.

İçeriğimizin sonuna gelmiş bulunmaktayız. Konu ile alakalı daha fazla içeriğimize ulaşmak için Google baz alarak arama yapabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir